Cumartesi, Ocak 16, 2010

kafesteki ayna

uçsuz bucaksız ve pek boş ruhumuzu sesle doldurma gereksiniminde yatar şarkının kökenleri, der Coetzee bir romanında, ve konuşmanın kökenleri de şarkıda. şarkıların sesi de o ıssızlığı dolduramadığında görüntülere, sesli görüntülere sığınabilir kişi. geçen hafta dağıttığım odamı daha toplamadım, her tarafımda kitaplar, dosyalar, kağıtlar. insan nerelere sığınır, sığınabilir boşluğun uğultusunu duymamak için. muhabbet kuşu konuşsun diye tek konulur kafese, ancak öyle kaparmış insanların yarattıkları sesleri. çok bunalıma girmesin diye de bazen bi ayna asarlar kafese, kuş da aynadaki yansısına kur yapıp durur, acaba eşi mi zanneder yoksa kendi yansıması olduğunu bilir de bunu umursamadan muhabbetine devam mı eder? kafestekı ayna muhabbet kuşu için ne işlev görüyorsa, sesli görüntüler de aynı işlevi görüyor uçsuz bucaksız ve pek boş ruhumuzda.

2 yorum:

hibon dedi ki...

aynanın karşısına geçip gitar çalışmam lazım gelirken cuk (ya da cik) oturdu bu şimdi.

alice in wonderland dedi ki...

cik :)