Salı, Haziran 29, 2010

toronto'da g20 g8

Toronto'daki G8 + G20, derken bir megapol daha başkanları korumak adına esir alındı. İnternette protesto yürüyüşleri ve polisin tavrını ortaya koyan yüzlerce fotoğraf ve video yayınlandı, sokaklardaki son duruma dair kimi siteler anında bilgi verdiler. Her zamanki gibi ana medya kuruluşları iktidarın sözcülüğüne soyunmakla kalmayıp sokaklarda şiddet var çığırtkanlıklarıyla ekmeğine bolca tereyağ sürmeyi sürdürdüler. Elbette internette video ve fotoğraf veya son durum değerlendirmeleri yayınlamak gazeteciliğin yerini tutmuyor, ve tutmayacak. Ama en azından televizyondaki ana kanallara ve gazetelere bağımlılığımızı azaltıyor. Evde televizyon olmadığı için internetten izledim sokaklarda olanları. Ama olayları bir perspektifle sunan elbette iyi gazetecilik yapan gazetecilerdi. Örneğin şehir merkezinin haftalar öncesinden yüz değiştirip toplantı merkezinin etrafının telleri çevrilerek araç ve yaya trafiğe kapanmasını, güvenlik önlemleri için 1.1 milyar doların harcandığını, şehir merkezinde geçici gözaltı merkezi kurulduğu ve zirve boyunca, tıpkı geçen sene BM İklim Konferansı sırasında olduğu gibi Toronto'da da temel hak ve özgürlüklerin zirve boyunca nasıl askıya alındığını ancak iyi gazetecilerden öğrendik. Aslında, bu sonuncusu üzerine neredeyse hiç bir tartışma olmaması sanırım beni en rahatsız eden konuların başında geliyor. Gazeteci olsaydım diyesim geldi.

Jonas Naimark'ın sitesinden:

Bir arkadaşım da internetten izlemiş, bu internetten videoları ve tartışmaları, ve elbette diğer en keyifli kısmı olan izleyici yorumlarını okumayı pornografi izlemeye benzetti. Güldüm. Ben de bir seçki yapayım dedim kendimce.

Bu video yukardaki fotoğrafa nasıl gelindiğini anlatıyor, montaj olduğu için daha çok şey anlatıyor, insan eksik kalanları merak ediyor mu bilmem. Bu video bana Eyüp camiinde sabahın köründe şahit olduğum bir sahneyi anımsattı, sahnenin karakterleri güvercinler ve sarman bir kedi idi. İki sahne arasında bir ilişki kuruyorum belli ki ama analoji değil bu ilişki. Bu video eğlencelik. Bu ise medyada çokça sükse uyandıran polis arabasının ateşe verilmesine dair. İnternette o kadar çok video var ki, yürüyüşe katılmaya gidenlerin oraya görüntü almaya gittiğini düşünüyor insan, bir tür protesto turizmi. Ha, iyi ki o görüntüler var, öte yandan, ne yazık ki yeteri sayıda iyi gazeteci yok.


Hiç yorum yok: