Kuru incir yiyordum. Güneşte kurutulmuş incir. Sahici incir. Bir tanesi pek kuruduydu, sanki suyu zaten hiçbir zaman olmamış gibi, baktım kurtlu mu diye, değilmiş. Dişlemeye devam ettim. Bir başkasından saman tanesi çıktı, sarı kuru bi yaban buğdayı, buğdayı düşmüş samanı kalmış. İncirler güneşte kururken esen rüzgarla ait olduğu topraktan havalanıp incir tanesine yapışmış, kurumakta olan incirin kalın kabuğuna tutunmuş, incirler güneş altında kurudukları yerlerden alınıp paketlenmeye götürüldüğünde, diğer incirlerle bi sıra halinde resmi geçit yapıp içlerinde yeterince yakışıklı olmayanları ayıklandığında ve sonra plastik paketlere konduğunda orda tutunduğu yerde kalmış, sonra o yuvarlak içleri bir halka incir tanesi dizili plastik paketler etiketlenip incirlerin kuruduğu yerlerden uzaklara tırlarla ve gemilerle giderken de yerini değiştiremeden sıkışıp kalmış.
hay incirden çıkanlar sizi...
Pazar, Mart 02, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Demin garip bir sey oldu: dreamrevival'a bakayim istedim. Kafkavari kaba ve kisa bir mesaj dunyanin oteki ucundaki bir baskent mahkemesinin bilmem ne tarihli ve bilmem ne sayili karariyla bu siteye erisim telekominikasyon iletisim bakanligi tarafidan engellenmistir dedi. 1984 usulu bir ironi...
Umarım beni mahkemeye çağırmazlar...
Bu gun duzelmis. Cok garip.
Hello. This post is likeable, and your blog is very interesting, congratulations :-). I will add in my blogroll =). If possible gives a last there on my blog, it is about the Teclado e Mouse, I hope you enjoy. The address is http://mouse-e-teclado.blogspot.com. A hug.
ben o karar metnini göremedim tabii, keşke bir yere kopyalasaydın, merak ettim bayağı...
Aklima gelmedi degil. Ama Turkiye'deydim, kendi bilgisayarim degildi, tam da yatmadan once bakiyordum, yarina ayrintili bakarim demistim... Bu da tam "elektrikler kesikti calisamadim" gibi bir bahane oldu :p
Yorum Gönder